top of page

Siber Rüyaların İçinden: Kaleiçi’nde Melike Vergili’nin Sessiz Çığlığı

  • Yazarın fotoğrafı: Svd
    Svd
  • 20 May
  • 2 dakikada okunur

Dün Kaleiçi’nde, sanatçı arkadaşım Melike Vergili’nin açtığı “Siber Rüyalar” isimli sergiyi gezdim. İçeri adım attığım andan itibaren hem sessizliğin hem de söylenmemiş cümlelerin yankısıyla çevrelendim. Sergideki objeler azdı, yerleştirme yalındı; fakat bu sadeliğin içinde insanın içini oyan, uzun açıklamalarla derinleşen bir çağrı vardı. Gürültüsüz, abartısız ve bir o kadar net.

Siber Rüyaların İçinden: Kaleiçi’nde Melike Vergili’nin Sessiz Çığlığı

Serginin temasında teknoloji, şiddet, doğa ve insan arasındaki çatışmalar iç içeydi. Toplumsal kadın normları, çocukların teknolojik oyunlarla şekillenen dünyaları ve bu dünyalarda gizlice büyüyen şiddet eğilimleri... Her bir eser, bunları sadece göstermiyor; aynı zamanda ileriki kuşaklara dair bir uyarı gibi karşımıza çıkarıyordu.

Bazı işlerin başlıkları vardı, ama açıklamalar başlı başına birer anlatıydı. Melike, kendi iç sesiyle hesaplaştığı, topluma yönelttiği sorulara içtenlikle cevap aradığı satırlarda bizleri hem düşündürüyor hem de duygulandırıyordu. Teknolojiyle birlikte insan ırkının geçirdiği deformasyonu, şiddetin gündelikleşmesini, doğa kirliliğinin artık görmezden gelinişini, yok oluşa sessizce sürüklenen doğayı ele alıyordu. Belki de bir süredir hepimizin içinde büyüyen o büyük suskunluğu, kendi rüyalarıyla yoğurup önümüze koyuyordu.


Melike Vergili, uzun süredir sokakta sesini duyurmaya çalışan bir kadın. Bu kez sanatla seslenmeyi seçmiş. Sergide hepimizi tek tek karşılayan, ikramlarda bulunan, kendisini ve üretim sürecini açıkça savunan bir hali vardı. Bu içtenlik, yapılan işin ötesine geçip bizleri de o siber rüyaların bir parçası hâline getiriyordu. Rüyalarını, hislerini, güdülerini şefkatle kucaklayarak işlerine yansıtmış ve yorumlara açık hâlde sunmuştu.

Bu cesareti için kendisini kutluyorum. Harika bir iş başarmış. Çünkü bir sanatçının sesini böyle naif, kırılgan ama etkili biçimlerde sunması; kalıcılığı, hafızaya işleme gücü, hatta tarihsel iz bırakma potansiyeli açısından son derece kıymetli. Sanatın yönlendirici gücünü hafife alanlar, iletişimin tarihine ve toplumsal dönüşümdeki rolüne yabancı olanlardır.


“Siber Rüyalar” sadece bir sergi değildi. Bir çağrıydı. Görene çok şey söyledi, hissedene daha da fazlasını. Umarım bu sessiz çığlık, gereken yere ulaşır. Çünkü bazen en büyük dönüşümler, en sakin anlatımlarla başlar.




Sergi Davet Görseli

Comments


Sevde Gül Eren Gayrimenkul

Emlak - Alım - Satım - Kiralama

  • alt.text.label.Facebook
  • alt.text.label.LinkedIn
  • alt.text.label.Instagram
  • alt.text.label.YouTube

©2022, Sevde Gül Eren Gayrimenkul. Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page