Klimalar Dostunuz Değildir
- Svd

- 3 Ağu
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Ağu
Evde geçirdiğim süre
Bloğuma hoşgeldiniz arkadaşlar. Evde geçirdiğim sürenin özelliklerinden biri sırada bekleyen yarım kalmış kitapları bitirmek oluyor. Kullandığım üç çeşit antibiyotiğin üzerine geçmeyen boğaz iltihabını Augmentinin geçireceğini düşünerek eşim yedi günlük antibiyotik daha yazdı. Hepsinin üzerine alerji reaksiyonu göstereceğini nereden bilebilirdi…
Pazar sabahımızı acilde geçirdik.
Acil doktoru ve eşim kafa kafaya verip hangi ilacın yan etki yapmadan tedavi edebileceğini düşünüp iflah olmamı sağlayacak şeyin, benim tabirime göre; head Shot / Golden Shot da diyebiliriz, tek dozluk penisilin iğnesine karar verdiler.
Sessizce iğnelerimi olmayı beklemem ve enjeksiyon sonrası sakince sedyeden kalkıp yürümem hemşire beyde hayal kırıklığı yaratmış olsa da halimden memnunum çünkü 18 Temmuz’dan beri antibiyotik tedavisi görmeme rağmen dinlenmediğim ve sürece kendimi teslim etmediğim için hala iyileşmedim. Hala şansımın olması iyi hissettiriyor.
Bu durgunluk sürecinde; yaşam koşulları yüzünden kontrol manyağı olduğumuzu, kontrolü kaybetme korkusunun ölüm korkusundan beter olduğunu kendimize asla itiraf etmediğimizi, Einstein’ın “bir şey için ne kadar acele edersen zamansa o kadar yavaşlar” sözünü, yakın bir arkadaşımın yazdığı 215 sayfalık kitapta sadece gezdiği gördüğü deneyimleri değil merak edebileceğim onca tarihi bilgiyi emek verip bana hediye ettiğini, susmayı öğrendiğimi sanmamın yanılgı olduğunu öğrendim, farkettim ve sentezliyorum.
Sevgili Can Erkan arkadaşımın Güneydoğu Asya Günlükleri kitabını bitirmek üzereyim, arkadaşlarımızın önemi burada ortaya çıkıyor ne koşullarda yanımızda oluyorlar farkında olmadan değil mi?
Halbuki istirahat - kuru kıyafete geçiş - lavobo - beslenme döngüsü içerisinde ne de bilmeden destek oluyorlar manevi.

Sırada yine yarım kalan Sun Tzu Savaş Sanatı, canım sifum Murat Kaplan Hiç Yoktan İyidir ve yeni kanalize olduğum, okumak için can attığım Kentsel Dönüşüm kitabım var.
Bu gün öğrendiğim bir şey de okuduğumuz kitapların yazarları arkadaşımız oluyorlar. Düşüncelerine bizi kabul ediyorlar. Biraz dikkatli gözlemlersek satır aralarını okuyoruz. Biraz daha titiz bakarsak mahremlerini bile görebiliyoruz bazen bunu sakınmıyorlar da. Nasıl okuduğum kitapların yazarlarıyla arkadaş olmam? Zihinlerinde yolculuklar yapıyor, davetlerini kabul ediyor, misafirleri olarak ağırlanıyoruz.
Bazı zihinlerden kaçmak istesek bile.


Yorumlar