Emlak Dolandırıcılığına Çanak Tutan Şey Ne?
- Svd
- 17 May
- 2 dakikada okunur
Daha çok yeni iş arkadaşlarımla konuyu konuşurken, kurumsal bir firmada bile neler yaşandığını anlatıyorduk birbirimize. Yüzlerde bir şaşkınlık yoktu. Alışılmıştı çünkü. Her hikâye benzer bir yerden başlıyordu: "Müşteri aslında anlamıştı ama inanmak istedi." Üstelik müşteri yalancıyı değil, değer vereni, açıklama yapanı, güvenli limanı ateşe veriyor.
Bugün emlak dolandırıcılığını sadece “kurnaz birkaç adamın” işi sanmak, konuyu sığlaştırmak olur. Çünkü bu olaylar sadece kişisel ahlaksızlık değil; toplumsal kör noktaların, yapısal eksiklerin ve konfor bağımlılığının birleşimiyle oluşuyor.

💡 1. Müşterinin Suç Ortaklığı: ‘Yakınlık’ ve ‘Kolaylık’ Tuzağı
Dolandırıcıların en büyük sermayesi ne biliyor musun? "Samimiyet hissi." Resmiyetin gerginliğinden uzak, dosdoğru konuşuyormuş gibi davranırlar. "Ben seni anlıyorum" diliyle yaklaşırlar. Ve işte tam bu noktada insanlar, sözleşmeye değil gözlere bakarak karar verir.
Müşteriler çoğu zaman belgeleri sormaz, tapu tipini kontrol etmez, ekspertiz almaz. Çünkü sorgulamak konfor alanından çıkmaktır. Yalancıyla değil, kendi ihmaliyle yüzleşmek zorunda kalır.

🏛️ 2. Devletin Denetim Boşluğu: Olmayan Merkez, Eksik Teşvik
Türkiye'de hâlâ “emlakçılık” için zorunlu sınav, belge, denetim merkezleri yeterli değil. Her mahallede, internet sitesinde yüzlerce “gayrimenkul danışmanı” var ama neye göre danışman oldukları muamma.
Devlet, bu alanı denetlemek yerine seyrediyor. Teşvikler, düzenleyici araçlar, şikâyetlerin etkin değerlendirildiği bir yapı neredeyse yok.
Bu boşluk, kötü niyetlilere alan açıyor. Cezasız kalan her vaka, başkalarına örnek oluyor.
Emlak Dolandırıcılığına Çanak Tutan Şey Ne?
🏢 3. Kurumsal Görünümlü Boşluklar: Üniforma Güven Vermiyor
Bugün büyük markalar altında çalışan ama hiçbir etik değerlere sahip olmayan danışman sayısı az değil. Kurumsallık görünümü, müşteriye güven veriyor ama içerik aynı kalabiliyor: Eksik bilgilendirme, yönlendirme yerine manipülasyon, satış baskısı...
Evet, kurumlar logolarıyla değil, çalışanlarının duruşuyla var olur. Ama bu ayrım çoğu müşteri tarafından yapılmıyor. Çünkü logoya bakmak, kişiyi tanımaktan kolay.
🔁 4. Kısır Döngü: Kandırılan Müşteri Susuyor, Dolandırıcı Güçleniyor
Dolandırılan pek çok müşteri, utandığı için konuşmuyor. Şikâyet etmiyor. Paylaşmıyor. Çünkü kendini “aptal” hissediyor. Oysa sessizlik, dolandırıcının en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.
Böylece sistem işliyor. Konforu seven müşteri, yüzleşmekten korkuyor. Devlet görmüyor. Kurumlar örtüyor. Dolandırıcı kazanıyor.
📌 Peki Ne Yapmalı?
Sürece ve tecrübelerine güven.
Belge sormaktan çekinme.
“Hızlı bitirelim, ben daha yükseğe satarım” tekliflerine karşı tetikte ol.
Kurumsal bile olsa, her sözü sorgula.
Gerçek danışmanla, dolandırıcı arasındaki fark: Bilgi, açıklık ve duruştur.
Ve eğer başına bir şey geldiyse: Anlat. Paylaş. Susma.
✍️ Son Söz
Emlak dolandırıcılığı bireysel değil, sistemsel bir boşluktur. Ve ancak her halkası sorgulandığında zayıflar. Sadece dolandırıcıyı değil, ona alan açan kollektif ihmali de ifşa etmek gerek.
Bugün bu yazıyı yazmak, yalnızca dikkat çekmek değil; vicdanı olan herkesle açık bir cephe kurmaktır.
Comments